1910’larda William Stern, zekâ yaşının kronolojik yaşa bölünmesiyle ortaya
çıkan oranın zamanla değişemeyebileceği varsayımını ileri sürdü ve zekânın IQ
(Intelligence Quotient) puanı kullanılarak değerlendirilmesini önerdi (Akt:
Sternberg ve Grigorenko, 2002). Yani Stern’e göre IQ:
IQ (Zeka Bölümü) = (Zeka Yaşı / Kronolojik Yaş) x 100 bağıntısı ile ifade edilir.
IQ, farklı zihinsel yetenekleri değerlendirmek için hazırlanmış olan testlerle aynı yaş grubundaki kişilerin performanslarını karşılaştıran bir özel göstergedir (Brody, 1999). Zihinsel yaş ile takvim yaşı aynı olan bireyin IQ’su 100’dür. Bu değer ortalama zekâyı temsil etmektedir. Zihinsel yaşı takvim yaşından büyük olduğunda bu oran artmakta, altında kaldığında da azalmaktadır, dolayısıyla IQ puanı, ortalama değer olan 100’ün üzerine çıkmakta veya altında kalmaktadır (Sternberg ve Grigorenko, 2002). Dünya Sağlık Örgütünün önerdiği zekâ sınırlamasına göre, IQ sınıflaması aşağıda sunulmaktadır:
0 - 20 Derin zekâ geriliği, 80 - 89 Donuk zekâlılık,
20 - 35 Ağır zekâ geriliği, 90 - 109 Normal zekâ,
35 - 50 Orta dereceli zekâ geriliği, 110 - 119 Parlak zekâ,
50 - 70 Hafif derecede zekâ geriliği, 120 - 129 Üstün zekâ,
70 - 79 Sıradan zekâ geriliği, 130 -. . . Çok üstün zekâ (Dağlıoğlu,2002)
Feldman’ın 2003’te yaptığı araştırmada, IQ’nun sonraki akademik başarıyı
kestirmesi nedeniyle, üstünlüğün tanımında her zaman olmasa bile IQ puanlarının
kullanıldığını göstermiştir
(Akt:Köksal, 2007). Zekâ katsayısı (Intelligence Quotient-IQ) diye adlandırılan bu ölçüm günümüzde hala bilişsel zekâ ölçümünde kullanılmaktadır. Bu ölçümlerde sıklıkla yararlanılan bir test olan WISC-R kullanımı sonucu elde edilen IQ puanları çeşitli amaçlar açısından önemlilik arz etmektedir.
New York’ta bulunan Çoklu Sağlık Sistemleri Kuruluşu; IQ ile ölçülen bilişsel zekanın, kişinin anlama, öğrenme, problem çözme, öğrendiklerini uygulama, hatırlama ve rasyonel düşünme kapasitesini yansıttığını belirtmiştir (Multi Health Systems Inc., 2003). Bu durum, bu özelliklerin belirlenmesinde WISC-R’ın oldukça yararlı olduğunu göstermektedir. Bir diğer çalışmada Konold ve Canivez (2010) WISC-R zekâ testi kullanarak öğrencilerin IQ düzeyini belirlemişlerdir.
Araştırmacılar IQ puanlarının öğrencilerde matematik, okuma, yazı dili ve konuşma dilinde etkililiği yordadığını göstermiştir. Hulslander, Olson, Willcutt ve Wadsworth (2010) ise çalışmalarında WISC-R zekâ testinin IQ sözel ve IQ performans puanlarının öğrencinin okuma, yazma becerileri ve okuduğunu anlama becerilerini yordadığını göstermiştir.
Başka bir deyişle IQ yaş ve çevre etkenlerine göre değişiklik gösterebilen
bir uygulamadır. Kişinin ve çocukların gelişimi için çevre etkenleri büyük önem
taşımaktadır. Çocuğun okuduğunu anlaması ve yorumlaması gelişime açık bir konu
olması IQ değerlerinin değişkenliğini ortaya koymaktadır. Bununla birlikte
hayatın her alanında farklı düşünce sistemleri içinde bulunan insanların hangi
zeka çeşidini hangi seviyesinde nasıl hareket etmeleri gerekliliği konusunda
yapılan onlarca çalışma göstermiştir ki sadece çocukların değil tüm yaş
gruplarının zeka gelişimi uygun çevre koşullar sağlandığında olumlu yönde
ilerleyebilmektedir.
Bir insanın en hızlı gelişim gösterdiği dönem olan çocukluk ve ön gençlik
döneminde çocukların her alanda gelişimlerinin sağlanması ve bu alanlarda ki
faaliyetlerinin yönlendirilmesi hayatlarının geri kalanında daha başarılı
olması için gerekli temellerin atılması anlamını taşımaktadır.
Bilsem kursları çocuklarınıza gelişimini hızlandıracak uygun bir çevre
kazandırmakla birlikte, yeteneğine uygun alacağı eğitim ile birlikte gelişimini
hızlandırılmasına katkı sağlar ve hayatının geri kalanında daha başarılı olması
için gerekli tüm bilgi altyapısını çocuklara kazandırmaya çalışır.
Bilsem ONLINE ise sadece Bilsem sınavına hazırlamakla kalmaz, çocukların
muhakeme, görsel zeka, hafıza, çözümleme, konsantrasyon, mantık, dikkat ve
hayal güçlerini katkı sağlayarak gelişimlerini hızlandırır ve hayatlarının geri
kalanında daha başarılı olmalarına katkı sağlar.