ÇOCUĞUM DERS ÇALIŞIRKEN NEDEN YERİNDE DURAMIYOR? TEMBELLİK DEĞİL, "HAREKETLİ BİR ZİHİN" OLABİLİR
Ders saati geldiğinde tanıdık bir senaryo başlar: Çocuğunuz sandalyesinde döner, bacaklarını sallar, kalemiyle oynar veya sürekli ayağa kalkmak için bahaneler bulur. Ebeveyn olarak ilk tepkiniz genellikle "Lütfen artık sakin durur musun!" demek olur. Bu durumu sıklıkla "yaramazlık", "dikkatsizlik" veya "tembellik" olarak etiketleriz. Peki ya bu kıpır kıpır hal, bir sorun değil de, çocuğunuzun beyninin öğrenme stilinin bir parçasıysa?
Bilim, bize bazı çocukların en iyi şekilde "hareket halindeyken" öğrendiğini gösteriyor. Bu durumu anlamak, ödev savaşlarını bitirip, çocuğunuzun enerjisini bir öğrenme gücüne dönüştürmenizi sağlayabilir.
BİLİMSEL AÇIKLAMA 1: KİNESTETİK ÖĞRENME ("DOKUNARAK VE HAREKET EDEREK ÖĞRENENLER")
Harvard Üniversitesi'nden psikolog Dr. Howard Gardner, ünlü "Çoklu Zeka Kuramı"nda, zekanın tek bir türü olmadığını belirtir. Bu zeka türlerinden biri de "Bedensel-Kinestetik Zeka"dır. Kinestetik öğrenenler, bilgiyi en iyi şekilde fiziksel olarak deneyimleyerek, dokunarak ve hareket ederek işlerler. Onlar için hareket etmek, bir dikkat dağınıklığı değil, düşünme ve bilgiyi içselleştirme sürecinin bir parçasıdır. Ders çalışırken bacaklarını sallamak, aslında beyinlerine "Ben buradayım, odaklanıyorum" sinyali göndermenin bir yolu olabilir.
BİLİMSEL AÇIKLAMA 2: AŞIRI UYARILABİLİRLİK (ÜSTÜN POTANSİYELLİ BEYNİN ENERJİSİ)
Özellikle üstün potansiyelli çocukların gelişimini inceleyen Polonyalı psikiyatrist Kazimierz Dabrowski, "Aşırı Uyarılabilirlik" (Overexcitabilities) kavramını ortaya atmıştır. Bu alanlardan biri olan "Psikomotor Aşırı Uyarılabilirlik", tam olarak bu durumu tanımlar:
- Fiziksel enerji fazlalığı
- Hızlı konuşma ve hareket etme eğilimi
- Yoğun bir zihinsel aktiviteye eşlik eden fiziksel bir deşarj ihtiyacı
Dabrowski'ye göre bu, bir bozukluk değil, yoğun bir zihinsel merakın ve sinir sisteminin yüksek hassasiyetinin bir yansımasıdır. Yani çocuğunuzun bedeni, zihninin yüksek hızına yetişmeye çalışıyor olabilir.
BİLSEMONLINE: ESNEK VE OYUNLAŞTIRILMIŞ BİR ÖĞRENME ALANI
Bu bilimsel gerçekler ışığında, "otur ve sessizce ders çalış" yaklaşımı, bu çocuklar için bir işkenceye dönüşebilir. Onların, enerjilerini doğru yönlendirebilecekleri esnek ve teşvik edici ortamlara ihtiyacı vardır.
İşte bu noktada Bilsemonline, geleneksel ders çalışma yöntemlerinin ötesine geçer:
- Esnek Ortam: Bilsemonline bir masa veya sandalye gerektirmez. Çocuğunuz tabletinden yerde uzanarak, bir armut koltukta oturarak veya ayakta durarak bile platformdaki zihin egzersizlerini yapabilir. Öğrenmeyi fiziksel bir mekana hapsetmez.
- Kısa ve Yoğun Egzersizler: Platformdaki oyunlar, uzun ve monoton bir ders anlatımı yerine, kısa, hedefe yönelik ve yoğun odaklanma gerektiren görevlerden oluşur. Bu, enerjisi yüksek bir çocuğun dikkatini canlı tutar ve sıkılmasına izin vermeden bir sonraki "maceraya" geçmesini sağlar.
- Zihinsel Enerjiyi Odaklama: Bilsemonline'daki matrisler, şifreleme veya hafıza oyunları gibi karmaşık sorular, o kadar yoğun bir zihinsel çaba gerektirir ki, çocuğun fiziksel enerjisi doğal olarak bu zihinsel odağa yönlenir.
SONUÇ: Çocuğunuz ders çalışırken yerinde duramıyorsa, onu durdurmaya çalışmak yerine, bu enerjiyi anlamayı ve yönlendirmeyi deneyin. Kısa molalar verin, esnek çalışma alanları yaratın ve en önemlisi, öğrenme sürecini onun doğal eğilimlerine uygun hale getirin. Unutmayın, o kıpır kıpır bacaklar, aslında potansiyelini keşfetmek için sabırsızlanan parlak bir zihnin habercisi olabilir.